Jazz konuşalım!
1865’te ABD iç savaşı sona erince köleler özgür kalır. Çalıştırmak için bakılan, karnı doyurulan bu köleler artık kendi geçimlerini kendi sağlamak zorunda kalırlar. Bu yüzden ordunun elindeki ucuza satılan müzik aletlerini alıp para kazanmak için çeşitli bölgelere giderler. Avrupa müziğini kendi lokal beat’leri (ritim, tempo) ile harmanlarlar ve böylece jazzın ilk stili olan ragtime ortaya çıkar.
Ragtime: İlk olarak 1890’larda görülen, piyano için yazılmış müziklere verilen isimdir. Parçayı, ritmik bir şekilde ayrı ayrı ve birçok sesin meydana getirdiği ses dizisi takip eder. Ragtime için ‘‘zenciler tarafından çalınan beyaz müziği’’ denilir.
O zamanlarda hayat zaten yeterince zor değilmiş gibi bir de üstüne 100 yıl kadar yürürlükte kalan Jim Crow Yasaları gelir. 1875’te ABD’de kabul edilen yasa, ırk ayrımını gözetir ve aklınıza gelecek her yerde siyah ve beyazların bir olması yasaktır. Fakat jazz bir süre sonra bu ırkçılık zincirini biraz da olsa kırar ve beyazların olduğu mekanlarda siyah jazz sanatçıları çıkmaya başlar.
Başka bir yazımızda bu yasaları daha ayrıntılı bir şekilde işleyeceğimize emin olabilirsiniz. Bu yüzden bu konuyu burada bırakıp asıl konumuza dönelim.
Ragtime’a emprovizasyonun (doğaçlama) daha fazla eklenmesiyle Avrupa’nın gözbebeği ve birçok tarzla harmanlanabilen -klasik müzikle bile- jazz ortaya çıkar. Kesin bir bilgi olmasa da kelime anlamının “jasm (günümüzde kullanılmayan ve 1860’lara kadar dayanan bu kelimenin anlamı enerji, ruh ve güç demek)” den türediği düşünülüyor. Jazz, inişli çıkışlı, sanatçının hünerlerini gösterdiği ve özgür olarak kalpten çalınan müzik türüdür. En başlarda küçük gruplar halinde çalınsa da swing zamanında (1930 yılının başlarında) büyük gruplar halinde çalınır. Bu döneme big band dönemi denir.
Swing: Büyük depresyon döneminde insanların biraz da olsa eğlenmek için dans ettiği basit, temiz melodileri ve aynı zamanda güçlü bir beati olan jazz türü
20. yüzyılda ise benim de favorim olan yeni bir jazz dönemi başlar, Dixieland.
Gospel (kilise müziği), blues, askeri bando ve ragtimedan etkilenen bu müzik türünün enstrümanlarına bakacak olursak:
trampet, klarnet, trombon, piano, tuba,davul, banjo, gitar, kontrbas
Bu türde her sanatçı solo atmaz- ta ki Louis Armstrong çıkana kadar. Bunun yerine toplu halde doğaçlama çalınır. Bu doğaçlamda her müzik aletinin ayrı bir görevi vardır.
Dixiland grupları partiler ve eğlnecelerin yanı sıra cenaze törenlerinde de çalarlar. Louis Armstrong, ilk kez jazz kaydı gerçekleştiren The Original Dixieland Jass Band (1917) -ileride “jass” “jazz” olarak değiştirilmiştir- ve King Oliver bu dönemin önemli sanatçılarından sadece birkaçıdır.
——-
Jazz’ın ne kadar komplex bir müzik olduğunu kısaca şöyle anlatabilirim. Blues sanatçıları doğaçlamaya jazz kadar ağırlık vermeye başlayınca iki tür arasındaki fark iyice azalır. Tabi bu farkın azalması büyük bir gerçeği ortadan kaldıramaya yetmez: En iyi seviyedeki blues, jazzı çalabilmek için sadece bir başlangıçtır.
——-
Jazz’a değinip scatting’e değinmemek olmaz değil mi? Ama bundan önce jazz singing’in de 20. yy’ın başlarında ortaya çıktığını söylemek isterim.
Scatting anlamsız hecelerle yapılır ve sesi enstrüman gibi kullanmaktır. Tam olarak ne zaman bulunduğu bilinmese de scatting’i duyabileceğiniz en eski kayıtlardan biri Ragtime Kralı olarak da bilinen Gene Greeneden "King of the Bungaloos”dur.
Bunun yanısıra Heebie Jeebies kaydı sırasında sözlerin yazdığı kağıdı düşüren Louis Armstrong da bu yola başvurmuştur ve bu sayede scatting onun müzikal virtüözlüğünün en önemli örneklerinden biri olmuştur.
Buraya içinde scat singing (scat ile şarkı söyleme) bulunan ve çok sevdiğim bir şarkı bırakıyorum. Eğer siz de severseniz alta koyduğum videoyla siz de deneyebilirsiniz.
1940’ların ortalarında ise yeni jenerasyonun geliştirdiği bir jazz türü olan Bebop çıkar. Bebop, dans müziği olan swingin aksine dikkatli dinlenmesi gereken ve dans edilmeyen bir türdür. Tabii ki de eski kuşak ve yeni kuşak arasında sorunlar da çıkarır. Bazı klasik sanatçılar bu yeni türün hem alışmış oldukları müzik türüne hem de gelir kaynaklarına çomak soktuğunu düşündüğü için bu duruma tepki gösterirler. Hatta Louis Armstrong bebop sanatçılarının yanlış akordu kullandıklarını söylemiştir.
——-
Bu yazıda bahsettiklerimden çok daha fazla jazz türü mevcut. Siz de kendinize uygun olanı bulabilmek için https://en.m.wikipedia.org/wiki/List_of_jazz_genres
buradaki listeye bakabilirsiniz.
https://www.learnjazzstandards.com/wp-content/uploads/chord_charts/JAZZ_STYLE_PERIODS.pdf Bu linkten ise jazz dönemlerini ve bazı ünlü sanatçılarını bulabilirsiniz. Eğer yazının Türkçe’sini görmek isterseniz yorumlara yazın ki sizin için çevirip paylaşalım.
-Aybala
Kaynakça
https://www.narsanat.com/ragtime-muzik-nedir/
https://www.jazzinamerica.org/LessonPlan/8/5/207
https://open.spotify.com/playlist/4Dfe6YgDQtGYFSXGQPVy8a
https://www.quora.com/What-is-the-difference-between-ragtime-and-jazz
https://www.google.com.tr/amp/s/www.history.com/.amp/topics/early-20th-century-us/jim-crow-laws







Yorumlar
Yorum Gönder