Moda?

 Moda.

 Süslenme özentisi ya da değişiklik gereksinimiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik.

         

  Evet modanın kelime anlamı sözlükte böyle geçiyor. Ama sanırım biraz daha detaylandırmalıyım. 

  Korunmak için yapılan giyinme eylemi, insanların kendilerini ifade etme isteğiyle bir ihtiyaçtan daha fazlası haline gelmiştir. İlk zamanlarda kıyafetler terziler tarafından elde yapılırdı. 1846'da ilk patent alan dikiş makinesi (Elias Howe) ile hem yeni teknolojilerin hem de modanın yolu genişlemiş oldu. 19.yüzyılda dünyadaki ilk tasarımcı ve kıyafetlerine kendi etiketlerini diken Charles Frederick Worth Paris’teki tasarım evini açmadan önce kıyafetler anonim terziler tarafından yapılırdı ve moda birinci sınıfın giydikleri etrafında şekillenirdi.

  Burada size modanın tarihini uzun uzun anlatmayacağım tabiki de. Asıl değinmek istediğim konu bunu kendimize uygulama şeklimiz. 

  Benim bakış açıma göre moda ne trend olanı giymek ne de sözlük anlamındaki gibi süslenme özentisi olmak.  

  Modanın amacı kendini kendin gibi hissetmek ve en rahat biçimde kim olduğunu yansıtmak. ‘Kendimi topluma yansıtmak zorunda değilim.’ desek bile insan sosyal bir varlık olduğu için yansıtma kısmı da modada rol oynuyor. Kendini yansıtmakla demeye çalıştığım şey podyumlarda, vitrinlerde ve sosyal medyada gördüklerimizi kabul görmek için giyinmek  değil. Modaya uymak istiyorsak yapmamız gereken şey o parçaların bazılarını, bize uyum sağayanları kendimize göre uyarlamak. Sadece bazılarını. Yoksa alta koyduğum Bowie şarkısında bahsedildiği gibi moda nereye gidiyorsa gözleriniz kapalı takip ederiz ve bunu isteyen olduğunu düşünmüyorum.

Şarkının farklı anlamları da var tabi ve bakmak isterseniz  yazımın sonuna koyuyorum.

  Hazırlanıp evden çıkıyoruz ve otobüs durağına varana kadar üstümüzdekine benzeyen parçaları giyen bir sürü insan görüyoruz. O kıyafetin moda olduğunu bilip etrafımızda gördüğümüz şekilde, kendinizden bir şey katmadan  giyiniyoruz. Sokaktaki çoğu insanın da aynı şeyi yaptığının farkında olarak ya da olmayarak. O zaman ne amacı kaldı modanın? Artık gördüğümüz insanlarla aynıyız. Bize bakıldığında diğer insanlara bakıldığında hissedilen şey hissedilecek. Oysaki bizler ve gördüğümüz herkes  tamamen farklı karakterlere ve hayatlara sahip. Herkes farklıyken aynılaşmak neden?

 

   People of the Twenty-First Century (Yirmi birinci Yüzyılın İnsanları)

Kavramsal sanatçı / sokak fotoğrafçısı, Hans Eijkelboom

   Moda sadece giysi için kullanılan bir kavram değil. İçinde aksesuar, makyaj, eşya, insanların tavırları ve tercihleri ve hatta dini bile bulunduruyor. Etrafımızda aynı giyinmenin yanı sıra aynı makyajı yapan, aynı telefonları alan, belli bir havaya bürünmeye çalışan ve toplum tarafından farklı değerlendirilmek için belli bir dini veya bakış açısını benimseyen bir sürü insan var. 

 

  Hangi trendleri takip ettiğiniz pek de önemli değil. Önemli olan kendinizi keşfetmek ve iyi hissetmek. Lütfen bunu unutmayın ve kendinizi bulana kadar devam edin. Size uygununu bulamayınca da hiç telaşlanmayın. Tarzınızın etiketine kendi adınızı dikin ve yeni bir trend başlatın.

  

-Aybala

  Şarkı hakkında, https://www.bowiebible.com/songs/fashion/

  Kaynakça

https://timeline.com/hans-eijkelboom-photo-fashion-75ca9911518c 

https://www.quora.com/Who-invented-fashion

https://www.quora.com/Who-invented-fashion

https://www.thoughtco.com/stitches-the-history-of-sewing-machines-1992460